
dövme dükkanı işlettiğim dönemde dilenen çingene çocuklarını ve ailelerini baya gözlemleme fırsatım oldu. anneleri çocukları bölgelere yerleştiriyor, daha sonra onları görebilecek köşeye yerleşip belirli aralıklarla toplanılan paraları almaya geliyorlardı. bozuk paraları kaçamak gofret almak için çorabına saklamaya çalışan çocuğu annesi farketmiş, eşşek sudan gelene kadar dövmüştü. anne dediğim kadın da taş çatlasa 20 yaşında idi. düşünün kaç yaşında doğurduğunu artık. bu arada toplanılan bozuk paralar bir süre sonra yanımızdaki kuruyemişçiden anında tamlanıyordu. hepsinin cebini sallasan, benim cebimdeki paradan daha fazla mangır dökülür. çalışmaya bile taksiyle gelen bu dilenciler ağlak edebiyatını iyi biliyorlar, ters bir laf ederseniz de dünyanın en çirkef insanı olurlar ve hayatınızda duyamayacağınız küfürleri işitirsiniz. yaşlı bir amca vardı mesela, titrek sesli, kore gazisi olduğunu iddia eder, caddede yaşayanlar varsa tanırlar, iki büklüm şekilde kağıt mendil satar. gerçi en azından dilenci değil. sadece ağlak ağlak satması sinirimi bozuyordu. belediyeden zabıtalar geldiğinde o titrek amca yerini 110 engelli yarışçısına bırakmıştı. örnekleri çoğaltmak mümkün, bankada onbinlerce lirası olan dilencileri gazetelerde okumuşsunuzdur. daha fazla uzatmadan diyeceğim şudur ki çocuk dilencilere para vermeyin. elbise, oyuncak, kitap, yemek verin ama asla ve kat'a para vermeyin. iyi insan olun başınıza bir şey gelmez zaten, o çocukların dilenmesine sebep siz olmayın. eğer içiniz fesatsa zaten deve kesseniz ne fayda. çocuk pornosu için feryat figan ettiğimiz kadar bu konuda da sesimizi yükseltmemiz gerektiğini düşünüyorum. dilencilik bir meslek unutmayın. onuru olan her insan muhakkak para kazanmanın bir yolunu bulur. bizlerin acıma duygusunu istismar eden bu insanlara kılım. hadi allah versin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder