17 Ağustos 2017 Perşembe

bodrum'a gelmeyin, o benim!

bodrum'u ne kadar çok sevdiğimi bütün arkadaşlarım bilir. insan sevdiğini başkalarıyla paylaşmayı da pek sevmiyor zaman zaman. nitekim bodrum'a yerleşen bazı kardeşlerimiz de en entelektüel, en hayvansever ve en çevreci duygularla bilhassa 34 plakalı vatandaşlarımıza ''go home'' tadında yaklaşımlarda bulunabiliyor. çünkü onlara göre, tatil insanı çevreyi kirletiyor, hayvanlara tekme atıyor, en ciks mekanlara gidip koca cipleriyle trafik oluşturuyor, denize işiyor vs. sanırsın dor'lar ve karya'lılardan beri bu topraklarda yaşamış. yahu sen de büyük şehirden geldin. sorsan bodrum'un tarihini bilmeyen insanlar, topu topu 2 ay gibi bir sürede beldeyi dolduran insanlara tu kaka muamelesi yapıyor. yılın 10 ayı bomboş kumsallarda bira içip keyfini sürdüğümüz güzel köyümüzün de para kazanmaya hakkı var sevgili kardeşim. ayrıca bizim insanımız zaten pis. bodrum'un her tarafı inşaat. dolayısıyla doğulu kardeşlerimiz çalışmak için buraya göç etmiş. adam harç karıyor, çivi çakıyor akşama da gümüşlüğün, yazın adam başı 200 tl verip keyif çattığı yerde bira içip şişesini denize atıyor. van, diyarbakır bodrum otobüsü var lan burda. akyarlar bodrum minibüsünden daha fazla servise çıkıyor. adam yılın 12 ayı burda hem. istanbulluya bok atacağına bu kardeşlerimizi eğit. hadi onu da geçtim eline bir torba alıp sahilden çöp topladın mı mesela hiç? bodrumlu ustalarımızın yerlere attığı sigara izmaritlerini atmamaları için ikaz ettin mi? sahile kuma hiç sigara izmaritini saplayıp gitmedin mi? salt sevmekle olmuyor bu işler.
kendime de söylüyorum. yok öyle kuru kuru bodrum'u sevmek. evine misafir geldiğinde napıyorsun? arkasını topluyorsun. o zaman köyümüze gelen misafirlerimizi de olduğu gibi kabul etcez, arkasını toplicez. iyisi de var kötüsü de var. ben buraya tatile gelene acıyorum ya ayrıca. adam bütün sene trafikte gebermiş, kapalı, havasız ofislerde çürümüş, metrolarda metrobüslerde tıklım tıkış hergün yol yapmış. şurda topu topu 1 hafta tatil yapcak. yazık ya. bir de her aileye en az bir veya 2 çocuk kampanyası, tatile mi geldik çocuk bakmaya mı belli değil. biraz empati beyler.
ama köpeklere tekme atıyorlar, karettaları rahatsız ediyorlar argümanlarını da bir kenara bırakın. sapık her yerde sapık. sadece yazın olmuyor bu dedikleriniz. sanırsın hergün hayvan katliamı yaşanıyor. ulan başta belediye zehirliyo hayvanları. gidin o kurumla savaşın, gerekli önlemleri alsınlar.
160 bin olan nüfus (ki bence kışın bunun 4 misli insan vardır burda) yazları 2 milyon oluyor. herifler ''bişi mi dedin hemşerim'' diye köye saldırsa taş taş üstüne bırakmazlar.
bütün bunlar, hiç bir iş yapmayıp bencillikten oluyor kimse kusura kalmasın. yazın aç bakiim bir elişi standı, kendi yaptığın malları sat, 300, 500 kazan ondan sonra yine hala ''gelmeyin lan buraya'' diyorsan o zaman ben de susacam. yok öyle bedavadan bohem hayat pardon.

20 Temmuz 2017 Perşembe

bodrum rock festivali (nemrud'un katılmama sebebi)


bodrum rock festivali! hem bodrum, hem rock, hemi de festival. bir müzisyen olarak şunu diyebilirim ki üçü bir arada harika tınlıyor. fakat gelgelim kazın ayağı öyle değilmiş onu gördük bir kez daha. lafı dolandırmadan balıklama mevzuya girelim o zaman. buyrun;
önce bağzı rockçu kardeşlerimiz çok matah bir şeymiş gibi, başka rock festivallerini  itin götüne sokup, ilk kez yapılacak bu festivalin iyi niyetle reklamını yapmaya çalıştılar. festivalin ağır topu olmak için can atan bu kardeşlerimizin yaptıkları büyük hatayı daha ayrıntılı anlatacağım.

biz nemrud olarak sadece sözel olarak yani prensipte anlaştığımız halde adımızı festival listesinde gördük. hatta organizatör arkadaşların ne kadar işinin ehli ve titiz olduklarını anlamak açısından adımızın nemrud değil nemrut olarak afişte yazıldığını da buraya not düşeyim. sadece biz değil mesela ogün de bu işten ağzının payını almış onun soyadı da sanlısoy yerine şanlısoy olmuştu. sinek ufaktır ama mide bulandırır diye haybeye dememişler. bu arkadaşların sözcü olarak beni aramamaları üzerine ve sözleşme yapmadan adımızı kullandıkları için sosyal medya üzerinden bu festivale katılamayacağımızı bildiren bir yazı yayınladık. o ana kadar ulaşamadığımız organizatör arkadaşlar iki saat içinde bize dönüş yapıp çok meşgul olduklarını ve hemen konuyu düzelteceklerini bildirince biz de yine iyi niyetli davranarak yeni bir yazı yayınladık. dolayısıyla anlaşmanın sağlanacağını düşündük. haziran sonu yaptığım ısrarlar sonucu bana email yoluyla sözleşme gönderildi. hemen print alıp sözleşmeyi imzalamak üzere arkadaşlara bir mesaj atıp en kısa zamanda buluşma teklif ettim. bu mesajıma tabii ki cevap gelmedi. o arada gür akad tarafından bestelenen festival parçasını emre önbayraktar'ın stüdyosunda hiçbir karşılık beklemeden baslarını çaldım. gür ve emre hem çalıp hem söyleyip editlerini yaptılar. o günün akşamı havuz başında parçayı merak eden arkadaşlar nedense hemen yanıbaşımızda bittiler. kakara kikirimizi de yaptık. her şeye rağmen bu iyi niyetimizin suiistimal edileceğini inatla düşünmeyen ben, ertesi günü için sözleşmeyi imzalamayı ve çok kısa bir süre kaldığı için otel bilgileri ve uçak biletlerinin gönderilmesini talep ettim. ''sıkıntı yok'' tadında bir cevaptan sonra 1 hafta yine karabatak moduna giren bu arkadaşlarımızdan ses gelmeyince telefonla aradım. akşam buluşuruz, hallederiz sorun yok vs. modu bir konuşmadan sonra 1 hafta boyunca ne arandım ne de soruldum. sözleşmede belirtilen hiçbir şart yerine getirilmemiş ve ''bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete'' tadında bir durum vardı. bu arada festivalin başlamasına tam bir hafta vardı ve ne avansımız ne transferlerimiz ve hatta ne de otel bilgileri bildirilmemişti. bu durumda nemrud olarak yaptığımız toplantı sonucu festivale asla ve kat'a katılmama kararı aldık. 2. kez bir yazı daha yayınlayıp bu durumu açıkladık. tahmin edeceğiniz üzere haftalardır arayıp sormayan organize birlik yarım saat içinde beni arayıp festivallerini ne hakla kötülediğimizi ve egolarımızın yüksek olduğunu ve sorun paraysa hemen verebileceklerini söylediler. ne yazık ki bu arkadaşlarımız hala bizim işimizi sadece ve sadece profesyonelce yaptığımızı anlayamamışlar. tüm bunlara bu kadar tolerans gösterdiysek onun sebebi de rock adına iyi bir şeyler yapılmasını istememizden kaynaklanıyordu.

şimdi başa dönecek olursak bizle böyle konuşma cesaretini alma nedenleri çoğu grubun, ne olursa olsun sahne alalım, adımız billboardlarda gözüksün, maksat firma tanınsın ezikliğinden kaynaklanıyor. arkadaşlar eğer bu kadar festival meraklısıysanız siz birleşin kendiniz yapın festi. line up zırvalığına hiç değinmiycem yoksa çok üzülürsünüz. onu seyircilerin insafına bırakıyorum. rock on!