26 Ağustos 2014 Salı

sokarım kinayene

o kadar alıngan bir toplumuz ki, esprinin incesi, kinayenin kalını filan dinlemezük. anında kafa göz dalarız. zamanında adam dr. erol bey diye parça yaptı, bütün doktorlar ayaklandı mesleğimizle dalga geçiyor diye. dizide sınavı kazanamayan kızına ''kapıcı kızı bile olamadın'' diye çıkışan anneye bütün kapıcılar ayaklandı, rtük'e şikayet dilekçeleri yağdı. geçen feysbukta espri amaçlı yazdığım ''first ladyler daha çok  evime  gelen temizlikçilere benziyor'' cümlemi birebir algılayan arkadaşlarım oldu. ''ya annem temizlikçi olsa filan'' diyor mesela. ''mesela annen de temizlikçi olarak buna gülse nasıl olur'' diyemiyorum. zaten chat imkanında ifadesiz bir ortamda yazdığın her kelime sana yol su bıçak tabanca filan olarak dönebilir. o yüzden uzatmanın manası yok, kesiyorum. kendimizle dalga geçebildiğimiz sürece daha barışık, daha tahammüllü bireyler olacağımız kesin. ama nerde? bu seviyeye gelmemiz için ne gerekir bilmiyorum. genlere işlemiş sanırım. en ufak kavgada ana avrat dümdüz giden adamın da bu yüzden karnını deşiyoruz. mahkeme de bile anama küfretti savunması hafifletici neden sayılıyor. fransız bir arkadaşıma bunu anlattığımda, ''annem 70 yaşında çok hoşuna gidebilir'' demişti. adamda ki anlayışa bak. gel de bu herifle kavga et. kültür sadece okuyarak olmuyor maalesef. çevre, vizyon, beyin yapısı ve iklim şartları da önemli tabii. ''anneme reklamcı olduğumu söylemeyin, o beni bir genelevde piyanist sanıyor'' kitabının yazarı türk olsaydı, muhakkak 3-5 reklamcı yemez içmez, bu herif bizle taşak geçiyor diye mahkemeye verirdi. her kelimeyi seçerek konuşmak, aman şimdi o üzülmesin, bu alınmasın diye hayat mı geçer allahaşkına? amaç kimseyi kırmak, üzmek değil elbet. ama benzetmelerde insanların anası babası ne iş yapıyor diye düşünemiycem, kimse kusura kalmasın. bizim mahalleden bağırarak geçen sütçünün sesi ferhat göçer'e benziyor desem, bu sefer sütçüler ayaklanır. sen bize boktan sesli mi diyorsun diye. o kadar da şuursuzlaştık yani.
son olarak iğneyi kendime batırayım. okan bayülgen kendi programında yaptığı tespitte; '' grubun en yakışıklıları solistlerdir, basçıları hemen ayırt ediyorum, çünkü en ezik onlar duruyor''demişti. ben de yurdum insanı olarak tabii ki ''ezik senin anandır'' diyerek tepkimi göstermiştim. fakat sonra düşününce adama hak verdim. özür diliyor ve lafımı geri çekiyorum. burda okan'ın 'ezik' kelimesini daha sakin ve mütevazı anlamda kullandığını düşünüyorum. kıssadan hisse biraz geniş bir insan olmak, ota boka alınıp dellenmemek, kinayeleri ayırt etmek, esprileri anlamak, kısacası okuduğumuzu iyi deşifre etmek çok önemli. ha gayret, en azından doğacak çocuklarınız için gayret edin. sizden geçmiş olsa bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder