1 Ağustos 2015 Cumartesi

scooter alırken nelere dikkat etmeli adlı eser


bir scooter alayım dedim. benim için scooter bisikletin hallicesi olduğundan, birinci amaç ayağımızı yerden kessin, fiyatı da uygun olsun yeter. evime yakın bir galeriden beğendiğim ve aşağı yukarı 15 saniyede anlaşıp el sıkıştığım motoran marka scooterı bir gün sonra almak üzere el sıkıştık. sonuçta 2. el olması sebebiyle galeri eksiği gediğini kontrol edip sabah noter işlemlerine hazır etmek üzere motoru servise yolladı. her şey buraya kadar harika. kaparoyu verip eve gönül ferahlığıyla yollandım. sabah oldu ve notere gidip 5 dakikalık işlemi yapıp ardından motoranımı alıp provaya gitmek niyetim ama nerdeeee... buyrun hikayeye;

noterci abla ilk sevimli haberi verdi. vergisi ödenmemiş. ulan 1 gün önce eksiğini gediğini  tamamlayacaktınız bunun hani? galeriyi aradık. tamam ödüyoruz hemen dediler. 'hemen' kelimesinin zaman olarak karşılığı 15 dakika sürdü, bu çeyrek saatte ne arayan var ne soran. tekrar aradık. haber edeceğiz 5 dakikaya hallolur dediler. topu topu 56 liralık vergi borcu için mağaza çalışanları herhalde bozukluklarını denkleştiriyor diye düşündüm. onay 10 dakika sonra geldi. tekrar noterci ablaya gittik. lakin sonuç olumsuz. para yatmış görünmüyor. galeriyi arayıp, sabah parayı tıkır tıkır saydığım ve anında hesabına yatırmayı başaran hanımefendiye bağlandığımda sistem yavaş cevabını aldım. bu sistem sadece bizim ülkede yavaş zaten. herkesin elinin altında bilmem kaç çekirdekli işlemci, akıllı telefonlar, optik kablolar filan ama ona rağmen sistem yavaş. o sistemi skiim ben çok affedersiniz. ''hesaba havale yapmışsın idiot hanım sistemle alakası yok, o anca 2 saat sonra hesaba geçer'' demek istiyorum ama sinirimi ve terbiyemi bozmamaya kararlıyım. lakin kadın zorluyor.  ''tamam beyefendi, tartışmaya gerek yok. ben 3 senedir bu işi yapıyorum. insanlık hali 5 dakika sonra geçer hesaba'' demez mi... keşke 3 haftadır yapsaydın, acemi derdik geçerdik ama şu an embesil kademesine doğru yol almaktasın. klimalı ortamda ahkam kesiyor şıllık. 15 dakkada 1 noter ablaya gidiyoruz. kadın artık bize acıdı. ''siz gidin çay için numara almanıza gerek yok, ben olay hallolunca aradan işleminizi yaparım'' filan diyor. öğle tatili oldu, noter abla yemeğe gidiyor. dışarısı 38 derece. maltepe civarlarında gölge namına bir alan yok. simit sarayına girip limonata makinasına yanağımı dayıyorum. oh buz gibi. bölgesel bir rahatlama hissediyorum. arada vergi sorgulamadan da kontrollerime devam ediyorum. öğlen tatili sonrası para hesaba geçiyor noter işlemlerini tamamlayıp galeriye dönüyoruz. motor servisteymiş. bana servisi tarif edip ordan alabileceğimi söylüyorlar. sahra sıcağında daha fazla yol yapmayı düşünmüyorum ve motoru servisten galeriye getirmelerini söylüyorum. motor geliyor ve tam biner ayak seleyi açıp bagaj kontrolu yapıyorum. bagaj kapanmıyor. servis yolu gözüktü illa gideceğiz. servise vardığımızda hazır seleyi yaparlarken frenleri kontrol ediyorum. ahanda arka stop yanmıyor. fren müşürü sizlere ömür. motor söküldükçe sökülüyor. tam o sırada gözüm motorun arkasında bir eksiklik hissediyor. lan çantası yok motorun. motoru aldıktan sonra çantayı biri söküp almış. servisteki eleman ''motorun sahibi istemiş galiba abi çantayı'' diyor. herifin çingeneliğine bak. motor satışı sonrası parçaları geri alıyor. ''gidonu da vereyim münasip bölgelerine gerekebilir'' diyorum. çıldırmak işten değil. galeriyi arayıp sıçıp sıvıyorum ''hemen bir çanta ayarlayalım'' diyorlar. kırık olan kapağı siyah bantla yapıştırılmış nur topu gibi bir çantam oluyor. bu kadar çingeneliğe şapka çıkartılır. güvenilir olsun diye galeriden aldığım motorun en son yağının da eksik olduğunu farkedip dolduruyoruz ve bütün günü noter galeri ve servis üçgeninde harcamış biri olarak yola çıkıyorum. püfür püfür rüzgar sinirimi azaltıyor. karşıdan gelen kuryeye selam çakıyorum, kornayla karşılık veriyor. motosikletleri farkedin beyler bayanlar. görüyorsunuz yola çıkana kadar neler çekiyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder