18 Şubat 2015 Çarşamba

kartopu ve ekmek bıçağı

gerizekalı bir toplum olduğumuzdan dolayı seri katil çıkmaz lan bu topraklardan derdik. seri katiller fışkırıyor şimdi her köşeden. yol vermedi öldür, yan baktı öldür,  küfretti öldür, aldattı öldür. öldür babam öldür. ekmek bıçağı ve kartopunu aynı cümlede kullan desem ''ruh hastası mısın olm'' diye bana sorarsınız? adam buğdayları ıslandı diye kartopu oynayan gazeteciyi ekmek bıçağıyla tek hamlede katletti bu ülkede inanabiliyor musunuz? camekanına kartopu geldi diye insan katil olur mu kardeşim? esnafın manyağı bizde, şöförün manyağı bizde, güvenlikçinin manyağı bizde, polisin manyağı bizde, başımızdaki manyaklardan bahsetmiyorum bile. toplu cinnet geçiriyoruz. mutsusuz, hiç bir hayat gailemiz yok, sanattan, dünyadan bihaberiz. spor olarak sadece futbol takip edip, kafa göz yarıp, ana avrat küfür edebiyatlarıyla deşarj oluyoruz. hedeflerimiz yok, zevklerimiz yok, vizyonumuz yok, hobilerimiz yok. parası olan da olmayan da robot gibi sabah işine gidiyor, metroda itiş kakış, metrobüste tıklım tıkış, kendi aracında mahsur, yoğun trafikten kafayı yemiş, eve vardığında yemek soğuk diye karısını dövme sebebinin ucu bunlardan bir  tanesine tosluyor haliyle. erkek kadın farketmiyor tahammülsüzlüğümüzün doruklarındayız. kaybettiğimiz tüm zamanları, farkında olmadan karşımızdakinin zamanına tecavüz ederek kazanmaya çalışıyoruz. toplu yaşama kurallarını hiçe saymamız bu yüzden. ne asansörde, ne metroda, ne trafikte, herhangi bir kuyrukta aceleci, bencilce ve edepsizce tutumlarımız bu yüzden. hayat kendi eksenimizde dönüyor artık. önce ben sonra fırsat kalırsa sen. hadi kapışalım. kuvvetli olan kazansın. güçlüysen haklısın mantığı bir virüs gibi bedenimizi sarmış durumda. bu durumda kadınların eğer uzakdoğu sporlarıyla haşır neşir durumu yoksa işleri hayli zor. eskiden kavganın bile bir adabı varmış. artık çıplak yumruğun yerini haydarlara, levyelere, biraz daha bıçkınsa bıçağa, büfeciyse döner bıçağına, kabadayıysa tabancaya, mafyaysa zaten yanındaki tetikçisine bıraktığını görüyoruz. kaliteli bir nüfus artışı olmazsa olacağı buydu şaşırılacak bir şey yok. tek zevki üremek olan, onu da karısını dövmediği 20 saniyeye sığdıran davarların çoğu bir değil, iki değil, beş çocuk yaptı. hikayenin devamını biliyorsunuz. moralimizi bozmayalım ve güzel bir parçayla konuyu bağlayalım. guns n roses'tan gelsin. welcome to the jungle.

1 yorum:

  1. Malesef, butun tespitleriniz dogru.
    "Welcome to the Jungle" Istanbul'a ayak bastigimda, ilk aklima gelen parca.

    YanıtlaSil