14 Mart 2015 Cumartesi

gitar çalmak zor mu abi?


çalması en zor enstrüman hangisidir? bu cümleyle her müzisyenin bir karşılaşmışlığı vardır. yarım ağız ''bütün sazlar sıkı çalışma gerektirir, sabır ve disiplin olmazsa olmaz'' cümleleriyle geçiştirmeye çalıştığım çok olmuştur. genelde bu soruyu soranlar inatçı olur, ve örneklemeye kendi sevdikleri türün çalgılarını sorarak devam ederler; ''bağlama kolay mıdır?'', ''ut? kanun? ve sıra sizin sazınıza gelir.''abi sen gitar çalıyordun di mi? ''bas çalıyorum ben'' cevabından sonra can vurucu soru gelir; ''bas kolay mı peki?'' bingo! bu tip sorulara, kadim dostum gür akad'ın enfes bir cevabı var aslında; ''ilk 30 senesi zordur, sonra çalmaya başlarsın.''
eğer bir enstrüman çalmak istiyorsanız önce o sazı gerçekten sevmeniz gerekiyor. daha sonra da o sazı çalmaya elverişli misiniz ona dikkat etmeniz lazım. kısa ve dolma parmaklıysanız gidip kontrbasla vakit kaybetmenize gerek yok mesela. flüt çalmak istiyorsanız, solunum hastası veya zenci dudaklıysanız da olmaz. genelde aileler çocuklarına ufak yaşlardan itibaren müzik aleti çalması için seferber oluyorlar. bu konuda gitar ve piyano sanırım açık ara önde. çocuğun fikrini soran yok ama. çocuk piyanoyla cebelleşip 2 notayı yanyana getirir getirmez çocuğa mozart muamelesi yapmaları ise kendi egolarının tatmininden öte bir şey değil. sanırsın rachmaninof çalıyor piç. okullarda ders diye öğretilen blok flüt ise bence tamamen müzik zevkini köreltsin diye keşfedilmiş bir enstrüman. kulak zarına sinek kaçmış hissiyatı oluşturan bu sazı ben evden içeri sokmam ne yalan söyliyim. genel müzik bilgisiyle çocuğa entrüman tanıtımı ve örneklemelerle kendine uygun bir seçim yapması için fırsat verilmeli diye düşünüyorum. böylelikle, belki de harika bir tromboncu olacak birine zorla mandolin çaldırmanın alemi var mı? vakit kaybı. ha tabii bu arada ritm duygusu ve kulağınız yoksa sittinsene çalışsanız bir enstrüman çalamazsınız. banu alkan gibi inatla müzik yapma sevdanız varsa sizleri kategori dışı bırakıyorum. gelelim ana sorumuza; hangi enstrüman daha kolay? başlangıçta günde en az 8 saat metronomla etüdler yapıp, beyniniz uyuşana ve parmaklarınıza kramp girene kadar çalışmaya gözünüz yiyorsa hemen kolları sıvayın. yeteneğiniz doğrultusunda bir kaç sene içerisinde çalmaya başlarsınız. ama işin groove  kısmı için gerçekten gür akad'ın da dediği gibi bir 30 seneniz heba olabilir. hadi kolay gele.

2 Mart 2015 Pazartesi

my name is bass. contrabass!

davulcu olmak için yanıp tutuşurken, konservatuar sınavlarında ''bunun parmakları da çok uzunmuş, zaten vurmalı çalgılar bölümü de henüz yok'' deyip, beni yaylı sülalesinin en dev ferdi olan kontrabas sınıfına postaladılar. pizzicato çalmak çok havalı diye düşünürken, elime tutuşturdukları arşeyle nerdeyse 1 sene boyunca uzun ses çalacağımı nerden bilebilirdim? beynim uyuşmaya başlıyordu bir süre sonra. kollarınız ağrır, parmaklarınız nasır tutar, zaten perdesiz bir saz, doğru ses basmak için saatlerce yavaş ve disiplinli bir şekilde entonasyon çalışması yapmak zorunda kalırsınız. sazın haşmetine diyecek bir şeyim yok ama kendimi amele gibi hissediyordum. tahmin edeceğiniz üzere taşıması ise ayrı bir dertti. flütçülere gıcık olurdum öğrencilik yıllarımda. yurt dışında okuduğum dönemlerde tek tesellim, insanların kan ter içinde koca sazı taşımaya çalıştığımı görüp, saygıyla karışık biraz da acıma hissiyle bana yol vermeleriydi. müzisyen olduğumu öğrenip ne çaldığımı soranlara ''kontrabas'' der demez genelde arka arkaya yapılan fiks 2 tepki oluyordu. kollar yukarı kalkıyor ve ''bum bum'' diyerek en kalın perdeden bir ses çıkarılıyordu. ilk başlarda pek önemsemesem de gittikçe bu hareketi yapanlar gözüme maymun gibi görünüyordu. ''haa büyük keman'' diyerek entellektüel bilgisini sınayanları ise içimden uçurumdan yuvarlamak geliyordu. bu kadar büyük bir sazın hala tanınma zorluğu çekmesi çok acıklıydı. kemanı violayla karıştırabilirsin hadi onu anlarım ama kontrabas yahu! birini çenenin altına koyup çalıyorsun diğeri ise alt tarafında koca piki, üstünde koca mandalları, eşek kadar f delikleri ve üstüne bir yelken taksan ufak bir çocuğun optimist tekne olarak kullanabileceği gövdesi ile başlı başına bir şahsiyet. kontrabas kelimesinin insanların dağarcığında bulunmamasının, mutlaka sosyolojik veya ne bileyim psikolojik bir nedeni var diye düşünüyorum. türk halk müziği sazlarından bağlamaya niye dev cura denmiyor mesela biri bana bunu açıklasın...
2 gündür sosyal medyada dönen bir haber var ve bu haberi yapan gazeteci arkadaşın da bu konuyla ilgisi yok gibi. o da kontrabasa çello demiş. ha gayret bi tık daha ittirsek sanki olacak gibi ama yok kimse kontrabası telaffuz etmek istemiyor. diren kontrabas. daha sırada double bass ve upright muammaları var. senle bi nü poz da ben mi denesem acaba?